Kurdish - Turkish Dictionary
Kurdish language page.
- afirandin -- meydana getirmek; türetmek; yaratmak
- agahdar kirin -- bildirmek; haber vermek; haberdar etmek
- alandin -- ambalajlamak; sarmak
- amade kirin -- hazırlamak
- asê kirin -- güçlendirmek; tahkim etmek
- azirandin -- azarlamak
- bar kirin -- taşınmak; yük; yüklemek
- bawer kirin -- güvenmek inanmak; itimat etmek
- bêrî kirin -- özlemek
- bersivandin -- cevaplamak; cevaplandırmak
- betilandin -- yormak; yorulmak
- bilind kirin -- yükseltmek
- birîn -- biçki; biçmek; kırkmak; kesmek; yara
- birin -- götürmek; taşımak
- borandin -- afetmek; affetmek; geçinmek; geçirmek; mazur görmek
- cemidandin -- dondurmak
- çêr kirin -- küfretmek; sövmek
- ceribandin -- denemek; sınamak; tecrübe etmek
- cixirandin -- kışkırtmak; tahrik etmek
- damezrandin -- kurmak; tesis etmek; vücuda getirmek; yaratmak
- daqurtandin -- yutmak
- deng lê kirin -- seslenmek
- dest pê kirin -- başlamak; girişmek
- dewisandin -- basmak; bastırmak; sıkıştırmak
- dîtin -- bulmak; görmek; görüş
- diyar kirin -- açıklamak; belirlemek; belirtmek
- dizîn -- aşırmak; çalmak; yürütmek
- domandin -- devam ettirmek; sürdürmek
- dotin -- sağmak
- dubare kirin -- ikilemek
- ecibandin -- beğenmek
- edilandin -- düzeltmek; toparlamak
- engizandin -- tahrik etmek
- fetisandin -- boğmak
- gazî kirin -- çağırmak
- germ kirin -- ısıtmak
- gez kirin -- ısırmak
- girtin -- alıkoymak; almak; kapama; kapmak; tutmak; tutuklamak; yakalamak
- herimandin -- berbat etmek; haram etmek
- hetikandin -- rezil etmek
- hilweşandin -- bozmak; yıkmak
- hîn kirin -- öğretmek
- kelandin -- kaynatmak
- kerixandin -- bıktırmak; teksindirmek; usandırmak
- kewandin -- pansuman; pansuman yapmak
- kirin -- döktürmek; etmek; eylem; jê önekiyle (jêkirin) fiil; kesmek; koparmak; koymak; lê önekiyle (lêkirin) üstüne dökmek; yapmak
- kirîn -- kirîn û firotin; müşteri; satın almak
- lê sor kirin -- kızıştırmak
- lê zêde kirin -- artırmak
- lewitandin -- kirletmek
- li xwe kirin -- giyinmek
- mîz kirin -- işemek
- nifir kirin -- beddua etmek
- nimêj kirin -- namaz kılmak
- nirxandin -- değerlendirmek
- nivîsîn -- yazmak
- paqij kirin -- silmek; temizlemek
- parastin -- esirgemek; himaye etmek; ibadet; korumak; muhafaza etmek; saklamak; savunmak; tapınma
- pejirandin -- benimsemek; kabul; kabul etmek; onay; onaylamakl; tasdik etmek
- pêşkêş kirin -- arz etmek; sunmak
- pîroz kirin -- kutlamak
- pirs kirin -- sormak
- pirsîn -- sormak
- qedandin -- bitirmek; idare etmek; sonuçlandırmak; tüketmek; yetinmek
- qelandin -- kızartmak; kavurmak; soyunu kurutmak
- qeşartin -- kabuğunu soymak
- qetandin -- kesmek; koparmak; yırtmak; yarmak
- qut kirin -- kırpmak; kesmek; koparmak
- revandin -- kaçırmak
- şandin -- göndermek; yollamak
- saz kirin -- akort etmek; düzenlemek; kurmak
- şe kirin -- taramak
- sekinandin -- dindirmek; durdurmak
- şer kirin -- kavga etmek
- şewitandin -- yakmak
- şil kirin -- ıslatmak
- sîqilandin -- kışkırtma; tahrik
- şiyar kirin -- uyandırmak; uyarmak
- tefandin -- söndürmek
- teqandin -- patlatmak
- tewandin -- bükmek; çekmek; eğmek; grm. çekim; kıvırmak
- tijî kirin -- doldurmak
- tomar kirin -- kaydetmek
- tune kirin -- yok etmek
- vala kirin -- boşaltmak; tahliye etmek
- vekirin -- açmak; çözmek
- westandin -- yormak
- xemilandin -- donatım; süslemek; süslenmek
- xwedî kirin -- beslemek; yetiştirmek
- zirav kirin -- inceltmek
- zivirandin -- çevirmek; döndürmek; geri çevirmek
By The FreeDict Project.